Sunday, September 16, 2012

the smiths top 10 - no 8: unhappy birthday

8. unhappy birthday (albüm: "strangeways, here we come", 1987)

from the one you left behind. behind, behind, behind (yaşamına 22 yıldır türkiye'de kadın olarak devam eden biri tarafından yapılan içgüdüsel ekleme: "hayır şimdi behind deyince aklınıza yanlış şeyler gelmesin").
Nankörlük etme şimdi.
the smiths seven insan doğumgünlerinde unhappy birthday'i muhakkak hatırlar. bahsi geçen doğumgünü hem bu insanın kendisinin, hem morrissey'in, hem de zamanında kendisini arkada bırakıp gitmiş bir şerefsizin doğumgünü olabilir. bu sayede hiç değilse senede üç, dört kere unhappy birthday günü yaşanır; tabi bu sayı insanın hasarlılık düzeyine göre artabilir.


nefret dolu sözlerine rağmen, veya daha doğrusu tam da bu yüzden, benim için birine doğumgününde hediye edilebilecek en güzel şarkıdır unhappy birthday: nasıl önemsemediğimiz birinden nefret de etmezsek. nasıl oscar wilde bencil ve düşüncesizce hayatını mahveden, onu hapislerde süründüren sevgilisi lord alfred douglas'a hakaret etmek, öfkesini boşaltmak için yazdığı uzun bir mektup olan de profundis'i sonlara doğru istemsizce "dön bana"ya çeviriyorsa (moz'un şarkı sözlerinde birebir kullandığı wilde sözleri de çoktur da, ben daha ziyade wilde duygularına rastlıyorum; hem de gayet net ve şüpheye mahal vermeyecek şekilde); unhappy birthday de çok değil, bir 15-20 saniye daha uzun olsa adamakıllı bir aşk şarkısına dönüşecek gibidir. nefret asla sadece nefret değildir- moz'un bir başka bir smiths şarkısında söylediği gibi; behind the hatred, there lies a murderous desire for love.
Ha şunu bileydin.
bir de başka şeyler var tabi. bu şarkı bana irlanda'daki ilk günlerimi hatırlatıyor. sonunda irlanda'ya gidebilmiş olmak, hava kararırken 10 numaralı otobüsle UCD kampüsüne dönmek, yurda yürürken ayakkabılarımı çıkarıp çimlere çıplak ayakla basmak, efendime söyleyeyim kahvaltıyı kuru üzümlü scone ve sütlü çayla yapmak, grafton street'teki h&m'den almış olduğum ve çok fazla şey hatırlattığı için artık giyemediğim pudra rengi hırka gibi birtakım hoşlukları. şarkının konusunun irlanda hikayemin olay örgüsünün en azından o kısmıyla pek bir alakası yok; ama o aralar genelde strangeways, here we come'a, özelde unhappy birthday'e fena halde sarmıştım, deli gibi dinliyordum. işte o yüzden; garip bir şekilde bu asık suratlı şarkı benim için bir en asil duygunun şarkısı, bir umut sarıkaya tipi mutluluk tanımıdır.

*bu yazının kahramanı morrissey değil efendim. bu yazının kahramanı, bir zamanlar the smiths top 10 diye bir şeye giriştiğimi hatırlatıp, beni devam etmem için cesaretlendiren manolya.

the smiths top 10'de önceki yazılar:
no 9: half a person
no 10: paint a vulgar picture

No comments:

Post a Comment